Öncelikle aile sağlığı ve konforu, ardından toplum ve dünya refahı açısında planlı gebelikler ve her çiftin bakabileceği kadar çocuk dünyaya getirmesi çok önemlidir. Doğum kontrolü, çiftlerin çok ciddiye almaları gereken önemli bir husustur. Aksi halde hem aile hem de toplum yaşamında sorunlar olmaktadır. Bu sebeple de öncelikle doğum kontrolünün öneminin kavranması, ardından doğum kontrol yöntemleri hakkında, kimler için hangi yöntemlerin daha uygun olduğu hakkında bilgi sahibi olunması önem taşımaktadır. Unutulmamalıdır ki; istenmeyen gebelikleri önlemek isteyen her çift için en az bir tane uygun doğum kontrol yöntemi bulunmaktadır.
Doğum kontrol yöntemlerinin faydaları nelerdir?
Doğum kontrol yöntemlerinin çok sayıda faydası bulunuyor ve bu faydalar hem sağlık yönünden hem de ailenin ve toplumun geleceği bakımından oldukça fazla önem taşıyor. Bilinçli bir doğum kontrolü uygulamak;
- Annenin gebelik aralıklarını uzatır,
- Doğumu planlama imkanı sunar,
- Anne ölümü riskini düşürür,
- Geç yaştaki gebeliklere engel olur,
- Bazı yöntemler cinsel hastalıkların geçişini önler,
- Ekonomik sarsılmayı önler,
- Evlilik dışı cinsel ilişkilerde gebelik riskini düşürür.
Doğum kontrol yöntemleri nelerdir?
Doğum kontrol yöntemleri, ilerleyen tıbbın da etkisiyle, çok farklı dallara ayrılmakta ve bunların en az bir tanesi çiftlerin tercih ettikleri seçenekler arasında bulunmaktadır. Genel olarak doğum kontrol yöntemleri geri dönüşümü olanlar ve olmayan seçenekler olarak ikiye ayrılabilir ve çiftler bunlardan hangisinin kendileri için daha uygun olduğuna doktor rehberliğinde karar verebilirler.
Geri dönüşümü olan doğum kontrol yöntemleri
Kondom – Prezervatif
Erkeğin cinsel organının baş kısmına takılan kondomlar, %90’ları aşan gebelikten koruma oranlarına sahipler. Kondomlar, gebelikten korunmanın yanında cinsel hastalıkların geçmesine de engel olabilmeleri sayesinde genel sağlık için de en iyi koruma yöntemleri arasındadır. Kondomlar, doğal kauçuktan üretilen lateks olduğundan tutucu özellikleri yüksektir, su geçirmiyor olması ve dayanıklılığı da doğum kontrolü için idealdir. Kondom kullanımı günümüzde her ne kadar genellikle evli olmayan erkekler tarafından tercih edilse de, evli çiftlerde de zaman zaman daimi doğum kontrol yöntemi olarak kullanılabiliyor.

Kondom nasıl kullanılır?
Kondom, ereksiyon halindeki penisin başından geçirilerek tüm penisi kaplayacak şekilde takılır. Kondom kullanımında en önemli hususlar; ilişkiye girmeden önce takılması ve herhangi bir yırtık ya da patlak olup olmadığının mutlaka kontrol edilmesidir.
Kondomun kullanımının yan etkileri nelerdir?
Kondom kullanımının bilinen herhangi bir yan etkisi bulunmamakla birlikte, çok nadiren de olsa latekse alerjisi olan kişilerde vajinada ya da peniste kızarıklık, tahriş yapabilir.
Vajinal diyafram- kadın prezervatifi
Vajinal diyafram, prezervatifin bir nevi kadınlar için üretilen versiyonu olarak tanımlanabilir. Kauçuktan yapılan vajinal diyafram, rahim ağzını kapatan bir şapka gibidir. Her iki koruma yöntemi de vajinaya bir bariyer uygulama esasına dayanır. Ancak bu ürünlerin spermisid adlı sperm öldüren jellerle birlikte kullanılması gerekir. Aksi taktirde diyaframın çıkarılma anında vajinaya sperm kaçabilir ve istenmeyen gebelikler olabilir. Vajinal diyafram rahim içine doğru şekilde yerleştirilirse gebelikten koruyuculuk özelliği % 94 civarındadır. Bu yöntemin hastalıklardan koruma düzeyi ise erkek kondomuna göre daha düşüktür. Vajinal diyafram, doğum kontrolü için hormon ilaçları kullanmak istemeyen kadınlar için doğru bir tercihtir.

Vajinal diyafram nasıl kullanılır?
Vajinal diyaframın yerleştirilmesi kondomdan daha fazla özen isteyebilir ve doğru diyafram boyutunu seçmek önemlidir. Bu bakımdan öncelikle bu konuda bir uzmandan yardım alınması önerilir. Genellikle diyafram kullananların krem ve kayganlaştırıcı kullanmaları gerekir. Uygun boyutta diyafram, cinsel ilişkiden en fazla 6 saat öncesinden vajinanın içine doğru ittirilerek yerleştirilir. İlişkiden sonraki en fazla 20 saat içinde de çıkarılması gerekir.
Vajinal diyaframın yan etkileri nelerdir?
Tıpkı kondom gibi, vajinal diyaframın da bilinen ciddi bir yan etkisi bulunmamaktadır. Ancak latekse alerjisi olan kişilerde kızarıklık ve tahriş yapabilir.
Doğum kontrol hapları
Doğum kontrol haplarının içerisinde östrojen ve progesteron hormonları bulunmakta ve bu hormonların alınmasıyla da kadının yumurtlaması engellenmektedir. Doğum kontrol hapları, kadının yumurtlama döngüsünü bastırdığında yumurtama olmaz, cinsel ilişki ile vajinaya dökülen spermler de dölleyecek yumurta bulamaz. Doğum kontrol hapları en yaygın olan doğum kontrolü yöntemlerinden birisidir ve koruyuculuk etkisi de yaklaşık % 99’dur.
Kadın, ne zaman gebe kalmak isterse hapı bırakır ve yumurtlama düzenini yeniden geri kazanır. Bu sebeple de doğum kontrol hapları yaygın olarak kullanılmaktadır. Aynı zamanda bu hapların adet kanamalarını düzenleyici ve yumurtalık kistlerini küçültücü etkisi bulunduğunda, tedavi amaçlı da kullanıldığı bilinmektedir. Ancak hormon destekli bir korunma yöntemi olmaları sebebiyle, özellikle aşağıdaki rahatsızlıklara sahip olanların doğum kontrol hapı kullanılması önerilmez:
- Damar rahatsızlıkları ve tıkanıklığı olanlar,
- Kalp damar hastalıklarına yatkın olanlar,
- Meme kanseri öykülerine sahip olanlar,
- Gebelik ihtimali olanlar,
- Karaciğer sorunlarına sahip olanlar,
- Günde 15 adedin üzerinde sigara kullananlar
Bu rahatsızlıklar doğum kontrol haplarının içerdiği hormonlardan etkilendikleri için bu doğum kontrol yönteminin uygulanmasına engel oluyor. Ancak doğum kontrol haplarının rahim ve yumurtalık kanseri riskinde azalma, adet düzensizliklerinde azalma, rahim enfeksiyonlarından koruma, kemik erimesi riskini azaltma gibi çok sayıda faydaları da bulunuyor. Fakat çok uzun vadeli kullanımlarda rahim iç duvarında incelme gibi sıkıntılar da görülebilmektedir.
Doğum kontrol hapları nasıl kullanılır?
Doğum kontrol haplarının kullanımına adetin birinci günü başlanır ve 21 gün boyunca her gün yaklaşık aynı saatlerde alınır. Bir pakette 21 tane hap bulunmakta ve bunların aksatılmadan alınması gerekmektedir. 21 günün sonunda hap kullanımına 7 günlük bir ara verilir ve bu aradan sonra bir sonraki bir paket hapa geçilir. Hap kullanımına ara verilen bir haftalık süreçte genellikle adet kanaması olur. Ancak kanama olsa da, olmasa da 7 günün sonunda hap kullanımına yeniden başlanır.
Doğum kontrol haplarının yan etkileri nelerdir?
Doğum kontrol hapları, hormon içerikli olduklarından az ya da çok her kadında birtakım etkiler görülmektedir. Genellikle hapı almaya başladığında; hafif düzeyde kanama, baş ağrısı, kilo alımı ve göğüslerde gerginlik, hassasiyet gibi yan etkiler bu hapların klasik semptomları olarak bilinir. Ancak bazı kadınlarda bu yan etkiler çok daha şiddetli olabilir. bu tür bir durumda hap kullanımını bırakmak ve doktora başvurmak önerilir.
Enjeksiyonlar
Her gün ya da her ilişkiden sonra hap kullanımını unutan ve/ veya diğer korunma yöntemlerini tercih etmeyen ya da kullanamayan kişiler için enjeksiyonlar alternatif bir doğum kontrol yöntemidir. Enjeksiyonlar, hem uygulamasının daha kolay olması hem de uzun süreli korumasıyla sık tercih edilen yöntemler arasındadır. İçinde progesteron ve östrojen hormonu bulunan iğneler, yumurtlamayı engeller ve rahim içindeki sıvıyı koyulaştırarak spermlerin içeri geçişini engeller. Enjeksiyonların aylık veya 3 aylık süreçlerde kas içine iğne şeklinde alınması uzun süreli koruma sağlarken, zamanında yapılan iğne ile gebe kalma riski % 1’den daha düşüktür.
Doğum kontrolü enjeksiyonları nasıl kullanılır?
Doğum kontrol enjeksiyonları aylık veya 3 aylık periyodlar halinde sağlık ocaklarında ve hastanelerde uygulanmaktadır. Bunlardan aylık iğneler sadece progesteron hormonu içerirken, 3 aylık iğneler hem progesteron hem de östrojen hormonu içermektedir. Kadın, adet döneminin ilk 5 günü içinde doktora giderek kas içerisine enjekte edilmek suretiyle yaptırabilir.
Enjeksiyonların yan etkileri nelerdir?
Doğum kontrol enjeksiyonları hormon içermekte ve bu hormonların vücuda enjekte edilmesiyle birtakım yan etkiler görülebilirken, bunlar çoğunlukla tolere edilebilecek düzeyde olur. Enjeksiyonla korunan kadınlar genellikle adet düzensizliği ya da uzun süreli adet görememe, kimi zaman da cinsel istekte azalma, göğüslerde hassasiyet gibi şikayetler yaşar.
Cilt altı implantları
Cilt altı implantlar, vücutta düzenli olarak hormon salgılayan koruma yöntemleri arasındadır ve ortalama 3- 5 yıl aktif koruma sağlar. İmplantlar, içinde bulunan hormon ilaçlarıyla, yumurtalığa etki ederek gebeliğin oluşumunu engeller. İçeriğindeki protesteron hormonu sayesinde rahim ağzında bulunan mukuslu sıvıyı koyulaştırır ve bu durumda spermler rahim içine geçemez. Aynı zamanda implantlar, rahim içine bebeğin tutunmasını sağlayan rahim içi dokusunda da incelmeye sebep olmak suretiyle embriyonun tutunmasını engeller. İmplant, bir kez deri altına yerleştirildiğinde en az 3 yıl boyunca yaklaşık % 99 koruma sağlar.
İmplantlar nasıl kullanılır?
İmplantlar adet döneminde kolun üst kısmında yer alan derinin altına küçük bir cerrahi işlemle yerleştirilir. Bu işlem sadece birkaç dakika süren basit bir operasyondur. Ancak mutlaka doktor ya da bu konuda eğitimli bir sağlık görevlisi tarafından yapılmalıdır.
İmplantların yan etkileri nelerdir?
Hormon bazlı diğer doğum kontrol yöntemleri gibi implantlarda da en sık yaşanan yan etki adet düzensizlikleridir. Ayrıca nadiren de olsa enfeksiyon, göğüs hassasiyeti, kilo alma, vücutta sıvı birikmesi, baş ağrısı, dış gebelik ve cinsel isteksizlik gibi sorunlar da yaşanabilir.
- Spiral
Hormonlu ve hormonsuz olarak iki çeşidi bulunan spiraller, rahim içi araç olarak da bilinir, rahim ağzından içeri yerleştirilir ve rahim içerisinde T şeklinde bir bariyer yaparak spermlerin tüplere erişmesine engel olur. Spirallerin, genellikle bakırlı ve hormonsuz hali kullanılsa da, adet kanaması çok ve düzensiz olan hastalarda hormonlu spiraller tercih edilebiliyor. Ancak hormonlu spirallerin doğum kontrol hapları gibi progesteron salınımı yapıyor olmaları sorun yaratabilir. Genel olarak 5 – 10 sene arasında aktif koruma sağlayan spiraller gebelik istemeyen kadınlar için çok avantajlıdır.
Spiraller nasıl kullanılır?
Bakır içeren spiraller, doktor tarafından rahim ağzından içeri yerleştirilir. Bunların koruyuculuk süresi en fazla 10 yıldır ve ilk yıl içinde gebelik olma riski % 1’den daha düşüktür. Hormonlu salgılayan spirallerin koruyucu etkisi 5 yıl kadardır. İçindeki hormon rahme salınarak, rahim içindeki mukusu kalınlaştırır ve spermin içeri girmesini engeller.
Spirallerin yan etkileri nelerdir?
Spirallerin bilinen en yaygın yan etkileri ilk 3 – 6 ay hafif kanama, lekelenme ve kramplardır. Çoğu kadında şikayetler ilerleyen dönemlerde giderek azalmaktadır. Ancak bazı kadınların vücudu spirali kabul etmez ve kullanımı mümkün olmadığı için kısa süre içinde çıkarılır.
- Doğum kontrol bantları
Hormon içeren doğum kontrol yöntemlerinden olan bantların içinde yumurtlamayı engelleyen prosgesteron ve östrojen hormonları bulunmaktadır. Bu hormonlar hem yumurtlamayı baskılar hem de ürettiği kalın mukus tabakası ile spermlerin içeri geçmesini engeller. Kullanımı çok basit olan doğum kontrol bantları ten rengidir ve istenmeyen gebeliğe karşı yaklaşık % 99 oranla koruma sağlar. Ancak aşırı kilolu olanların ve kalp hastalarının bu bantları kullanması önerilmez.
Doğum kontrol bantları nasıl kullanılır?
Doğum kontrol bandı kol, bacak, göbek veya sırta yapıştırılabilir, ancak göğüs bölgesine yapıştırılmaz. Haftalık olarak değiştirilmesi gereken bantlar, adet döneminin başında takılır. 3’lü kutular halinde satılan bantların 3 tanesini arka arkaya haftalar halinde kullandıktan sonra, 7 7 gün ara verilir ve yeni bir kutuya geçilir.
Doğum kontrol bantlarının yan etkileri nelerdir?
Hormon içeren ürünler oldukları için yan etkiler kişiye göre değişir. Genellikle mide bulantısı, baş ağrısı, cinsel istekte azalma, duygu değişimleri, göğüs hassasiyeti gibi şikayetler yaşanır.
Ertesi gün hapı
Ertesi gün hapının üretilme ve kullanılması bakımından temel amacı doğum kontrol yöntemi olarak iş görmek değil, beklenmeyen bir korumasız cinsel ilişkiden istenmeyen bir gebeliğin oluşmasının engellenmesidir. Zira ertesi gün hapları; korumasız bir cinsel ilişkiden sonra, vücutta yüksek düzeyde hormon salgılayarak yumurtalığın yumurta üretmesini ve olası bir embriyonun tutunmasını engelleyecek şekilde rahmin iç dokusunu değiştirir. Doğru şekilde kullanıldığında % 80- 85 arasında gebelikten korur.
Ertesi gün hapı nasıl kullanılır?
Ertesi gün hapının korumasız cinsel ilişkiden sonraki 72 saat içinde alınması gerekir. Her ne kadar 72 saat sonrasına kadar etkisi olsa da, ilişkiden sonraki ilk 12 saat çok yüksek etki göstermekte, sonrasında etki düzeyi azalabilmektedir.
Ertesi gün hapının yan etkileri nelerdir?
Ertesi gün hapı, diğer yöntemlere göre çok yüksek düzeyde hormon içerdiği için yan etkileri de daha şiddetli olmaktadır. Ertesi gün hapının en sık görülen yan etkileri; kusma, baş ağrısı, baş dönmesi, göğüslerde hassasiyet ve adet düzensizliğidir. Aynı zamanda ertesi gün haplarının uzun süre kullanımında rahim ve üreme problemleri yaşanma riski de oldukça yüksektir. Bu yan etkilerin yoğunluğu sebebiyle ertesi gün haplarının uzun süre kullanılması önerilmez.
Geri dönüşümü olmayan doğum kontrol yöntemleri
- Kadınlarda tüpleri bağlatma (tubal sterilizasyon)
Kadınlarda spermlerin yumurtaya ulaşmak için kullandıkları tüplerin cerrahi olarak bağlanmaları sayesinde gebelik neredeyse % 99’un üzerinde bir başarı ile engellenebilir. Tüplerini bağlatan kadının gebelikten korunmak için başka bir şey yapmasına gerek kalmaz. Fakat bu tüp bağlatma işlemi gelecekte çocuk sahibi olmak isteyen çiftler için doğal yolla gebelik elde etme şansını neredeyse sıfıra indirmektedir. Çünkü tüplerin bağlandığı nokta cerrahi işlemle açılsa bile tüplerin izledikleri yol tahrip oluyor, tüplerde yapışıklıklar meydana gelebiliyor. Bu bakımdan tüplerini bağlatıp daha sonradan gebelik isteyen çiftler için en ideal tedavi tüp bebek tedavisidir. Zaten tüplerin bağlanması işlemi genellikle birden fazla sayıda çocuk sahibi olan, başka çocuk istemeyen 35 yaş üzerindeki kadınlara önerilmektedir.

Erkeklerde tüpleri bağlatma (vazektomi)
Erkeğin üreme yollarında, testislerdeki spermlerin sperm haznesine aktarılmasını sağlayan tüplerin bağlanmaları ve yakılmaları ile uygulanan bu yöntem ile korumasız cinsel ilişkide spermlerin vajinaya boşalması engellenmiş oluyor. Bu işlemden sonra erkek yine normal boşalabilir, menisinin renginde ya da miktarında herhangi bir değişiklik olmaz. Ancak meninin içinde sperm yoktur. Erkeklerde tüplerin bağlaması işlemi de kadınlardaki gibi geri dönüş imkanı olmayan yöntemlerdendir. Bu sebeple de genellikle yeterince çocuğu olan, başka çocuk istemeyen ileri yaştaki erkeklere bu yöntem önerilmektedir.
Aslında son yıllarda yapılan bazı işlemlerle tüplerin yeniden açılmaları ile kısıtlı bir miktarda başarı yakalanabilse de genellikle doğal yolla gebelik mümkün olamıyor. Aynı zamanda tüpleri bağlı erkeklerin tüp bebek tedavisinde de birtakım zorluklar yaşayabildikleri bilinmektedir. Zira spermlerin toplanması için testis aspirasyonu adlı yöntemin uygulanması gerekiyor.
Tüpleri bağlatma işleminde nadiren de olsa ilk 6 ay içinde; kanama, enfeksiyon, şişlik, sertleşme sorunu ve ağrı gibi şikayetler görülebilmektedir.
Doğum kontrol yöntemi sanılan yöntemler nelerdir?
Yüzyıllar önce uygulanan bazı doğum kontrol yöntemleri, günümüzde artık ciddi birer yöntem olarak dahi kabul edilmiyorlar ve bu nedenle uzmanlar tarafından da pek önerilmiyorlar. Her şeyden önce tıbbi açıdan bir doğum kontrol yöntemi olarak kabul edilmeyen tekniklerin gebeliği önleyebilme açısından güvenirliğinin de olmadığının altını çizmekte fayda var. Zira etkili ve güvenli olmayan bir yöntemle korunmayı denemek, istenmeyen bir gebelik yaşama riskini de göze almak anlamına gelmektedir. Bu bakımdan aşağıdaki yöntemler doğum kontrol yöntemleri olarak algılanmamalı, kullanılmamalıdır.
Geri çekme yöntemi
Erkeğin cinsel ilişki esnasında tam boşalmadan önce cinsel organını dışarı çıkardığı ve dışarıya boşaldığı bir yöntemdir. Bu yöntemin istenmeyen bir gebelikten koruyabilme şansı oldukça düşüktür. Çünkü tam bir boşalma meydana gelmese bile maalesef penisin ucundan ilişki sırasında çıkan az miktardaki sıvı içerisinde de spermler bulunmakta ve bu spermlerin rahimde ilerleme riskleri var olmaktadır. Bununla birlikte erkeğin doğru zamanda, yani henüz hiç meni akmadan boşalabilme şansı çok düşüktür ya da istenmeyen gebelik riski şansa bırakılamayacak kadar önemlidir. Ayrıca erkeğin dışarı boşalması esnasında kadının iç çamaşırına, vajinanın etrafına akan meninin vajina içine kaçma, spermlerin rahme ulaşabilme riski her zaman mevcuttur. Bu riskler göz önünde bulundurularak kesinlikle geri çekme yöntemi bir doğum kontrol yöntemi olarak düşünülmemeli ve kullanılmamalıdır.
Takvim yöntemi
Kadınların gebe kalabilmeleri için öncelikle yumurtlama döneminde korumasız cinsel ilişkiye girmiş olmaları, ardından bu ilişki ile yumurta ve spermin bir araya gelip döllenmenin gerçekleşmesi ve son olarak da döllenmiş yumurtanın rahme ulaşması gerekmektedir. Yani gebelik için aynı anda pek çok faktörün olumlu seyrediyor olması gerekiyor ve bu da kesinlikle çok mümkündür.
Yani her ay ortalama bir haftalık dönem kadının yumurtlama dönemidir ve bu süreçte yaşanan her korumasız cinsel ilişki gebelik riski taşımaktadır. Bu sebeple de bazı kadınlar, gebeliği önlemek için adet döngüsünü takip ederek yumurtlamanın olmadığı zamanda korumasız cinsel ilişkiye girme yolunu tercih etmekteler.
Ancak bu yöntem hem yumurtlama düzenindeki bir değişiklik ile etkisiz hale gelebiliyor, hem de rahimde bir kaç gün canlı kalabilen spermlerin yumurtayı dölleyebilmesine karşı pek güvenli olmuyor. Yani bir kadının yumurtlama dönemini doğru olarak hesaplayabilmek mümkünken, yumurtlama gününden birkaç gün öncesinden kalan spermlerden canlı olanların yumurtayı döllemesinin önüne geçilememektedir. Aynı zamanda kadının yapacağı bir hesaplama hatası, belli günlerle sınırlandırılmış cinsel ilişki rutini gibi pek çok sorun ve riskten dolayı bu yöntemin doğum kontrolü amacıyla kullanılması hiç de mantıklı değildir.

Kürtaj
Ülkemizde maalesef oldukça yaygın olan yapılan kürtaj, bir doğum kontrol yöntemi gibi değerlendirilebiliyor. Ancak aslında kürtaj, sadece sorunlu gebeliklerin sonlandırılmasının yanında her önlemi almasına rağmen gebe kalan kadının tek çare olarak başvurabileceği bir cerrahi işlemdir. Kürtaj, bir ameliyattır ve çok ciddi riskler barındırmaktadır. Kadınların öylesine ve gelişigüzel bir şekilde, sık sık kürtaj yaptırması etik açıdan ve sağlık açısından kesinlikle normal karşılanmaz. Zaten kürtaj bir doğum kontrol yöntemi değildir, sadece istenmeyen gebeliklerin sonlandırılması için son seçenektir. Kürtajın kadın vücudunda yarattığı ve yaratması muhtemel riskler çok ciddi olduğundan sık uygulanması yaşamı bile tehdit edebilir.
Merhabalar,benim size birkaç sorum olacaktı yardımcı olabilirseniz sevinirim. Nişanlıyım evlilik hazırlığı yapıyorum fakat hamilelik riskini ortadan kaldırmak istiyorum nasıl bir yol izlemeliyim?
adet olduktan sonra ilk 16 gün bekle ,sonrası hamilelik olmaz zaten.